Görüş Bildir
Haberler
Sporun Bitmeyen Sorunu "Irkçılık"

etiket Sporun Bitmeyen Sorunu "Irkçılık"

Çağın Altuğ
14.04.2024 - 23:57 Son Güncelleme: 27.04.2024 - 08:50

25 Mayıs 2020 tarihinde ABD’ de yaşamını sürdüren Amerikalı siyahi vatandaş Goerge Floyd’un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesi, ırkçılık tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Protestolar ülke ve dünya geneline yayılırken, spor dünyası olaylara sessiz kalmadı ve #blackoutTuesday kampanyasına birçok ünlü sporcu destek mesajı yayınladı.

Bu mesajlar spor sahalarında meydana gelen ırkçı saldırılarını tekrar gündeme getirirken, onedio okuyucuları için hazırladığımız bu yazıda  ırkçılığın; insanın ten rengi, dini, dili, ırkı ve yaşadığı coğrafyaya kadar  nasıl ulaştığına yanıtlar arayacak ve bu çirkin hadisenin spordaki yansımalarını anlamak için geçmişten günümüze doğru kısa bir Dünya turuna çıkacağız.

Hazırsanız ilk durağımız 1968 Meksika Olimpiyatları.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1968 Meksika olimpiyatları’nda yaşanan protesto

1968 Meksika olimpiyatları’nda yaşanan protesto

1968 Meksika Olimpiyatlarında, 200 metre yarışlarından sonra düzenlenen madalya töreni, gerek spor gerekse olimpiyatlar tarihinin en dikkat çekici protestolarından birine ev sahipliği yaptı.

Nitekim yarış sonunda dereceye giren atletler, Tommie  Smith ve John Carlos’un şeref kürsüsünde ABD bayrağı göndere çekilirken siyah eldivenli yumruklarını havaya kaldırmaları olimpiyatları dahi gölgede bıraktı. Üstelik bu protestoya kürsüde 2. Sırayı alan beyaz atlet Peter Norman’ın yakasına iliştirdiği ‘’ İnsan Hakları İçin Olimpiyat Projesi’’ kokartıyla destek vermesi bu olayı daha ilginç bir hale getirdi.

 Olayın heyecanı ile olan bitenlere kimse bir anlam veremese de kısa bir zaman sonra, bu protestonun amacının Amerika’daki ırkçılığı ve zenciler üzerindeki eşitsizliği protesto ettiği anlaşılacaktı.

Bu ilginç protestodan sonra, olimpiyat komitesi adeta çılgına döndü ve bu 3 sporcuyu hemen olimpiyat köyünden kovdu. Hatta bununla kalmayarak onlara türlü yaptırımlar uygulayarak spor kariyerlerini bitirme noktasına getirdi.

Yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen Peter Norman ve ABD’li atletlerin dostlukları ömür boyu sürdü. Onların bu ‘’ eylem kardeşliği’’ Peter Norman’ın vefatına kadar devam etti.  Öyle ki 2006 yılında vefat eden Peter Norman’ın tabutu da bu iki ABD’ li atletin omuzlarında son yolculuğuna uğurlandı.

Not: Takvim yaprakları 2012 yılını gösterdiğinde Avustralya devleti  Norman’ın uğradığı haksızlıktan dolayı özür diledi.

Muhammed Ali madalyasını feda etti

Spor tarihinin ırkçılığa karşı dikkat çeken en ilginç protestolarından biri, dönemin Dünya yıldızı Muhammed Ali tarafından gerçekleştirildi. 18 yaşında katıldığı 1960 Roma Olimpiyatları’nda altın madalya kazandıktan sonra ünü giderek artmaya başlayan Muhammed Ali, ABD’ ye döndüğünde hiç beklemediği bir olayla karşılaştı. Yemek, yemek için girdiği bir lokantada ‘’ burada sadece beyazlara servis yapılıyor’’ yanıtı üzerine emen orada ABD’ nin bu madalyayı hak etmediğini düşündü ve madalyasını ‘’ Ohio Nehri’ne attı. Tüm aramalara rağmen bu madalya bulunamadı ve 1996 Atlanta Olimpiyatları’nda bu madalyanın yerine başka bir altın madalya  Muhammed Ali’ye verildi.

Not: O yıllarda ABD’ de Afro- Amerikan olarak yaşamının zorluklarını çeken Muhammed Ali,  Vietnam Savaşına gitmeyi reddetti ve tarihe geçecek olan şu konuşmayı yaptı:

‘’Vietnamlılarla bir alıp veremediğim yok, hem onlar beni sizler gibi zenci diye hiç aşağılamadılar, bana hiçbir kötülük yapmadılar.”

Yeşil sahalarda ırkçılık olayları

Yeşil sahalarda ırkçılık olayları

Yeşil sahalar ırkçılığın en sık yaşandığı yerlerden biri. Nitekim dünyanın en büyük yıldızları bile zaman zaman ırkçı söylemlerden nasibini alabiliyor.

Öyle ki Barcelona’ nın Kamerunlu ünlü yıldızı Samuel Eto’o, futbolun asi çocuğu Mario Balotelli ve daha nicesi ırkçı saldırılara maruz kaldı. Bu saldırılar bazen bir ‘’ maymun sesi’’ olurken bazense sahaya atılan bir muz oldu.

Kimi futbolcular ırkçı saldırılar sonucu sinirlerine hakim olamazken, Dani Alves gibi isimlerse atılan muzları yiyerek bu çirkin saldırılara soğukkanlılıkla tepki göstermeyi başarabildi.

Irkçı saldırılar zaman zaman Türk asıllı sporculara kadar uzadı. Öyle ki yakın zamanda Mesut Özil’e yapılan ırkçı saldırılar,  onun Alman Milli takımını bırakmasına neden oldu. Üstelik Alman futbol federasyonunda bir yetkili ünlü futbolcuya Türk kökenlerinden dolayı saygısızca davranacak kadar ileri gitti ve onu politik propaganda yapmakla suçladı.

Özil ise yaptığı açıklamada tepkisini şöyle dile getirecekti: 'Irkçılığı asla kabul edemem. 2 kalbim var. Biri Türk, diğeri Alman. Bu insanlar ise benim Alman olduğumu kabul etmek istemiyorlar. Kazandığımda Alman, kaybettiğimdeyse göçmen oluyorum.’’

İspanya’nın Celta Vigo takımında forma giyen milli yıldızımız Okay Yokuşlu’ da ırkçı saldırılardan nasibini aldı. Nitekim 2-0 kaybedilen maçın faturası, asker selamı verdiği için anlamsız bir şekilde kendisine kesildi ve faşist yakıştırmalarında bulunuldu. Hatta ünlü sporcuyu tahrik etmek adına tribünlerden bölücü terör örgütü adına pankartlar açılsa da milli futbolcumuz soğukkanlılığını koruyabildi.

Lazio’dan emsal, Chelsea’dan destek 

Irkçılık konusunda UEFA yerel liglere müdahale etmemeyi seçerken, bu konuda alınacak önlem ve kararlar ülke federasyonlarının inisiyatifine bırakılmış durumda. Federasyonların bu konuda gerekli yaptırımları uygulayamadıkları tartışılsa da,  bazı spor kulüpleri bu konuda emsal olacak kararlar almaya devam ediyor. Nitekim ırkçı saldırılar sonucu İtalya’nın köklü kulüplerinden biri olan Lazio kulübüne kesilen 50 bin Euro’luk faturanın bedeli, bu söylemlerde bulunan taraftarlara eşit şekilde ödetildi.

Bununla birlikte, Londra temsilcisi ABD’ de George Floyd’un gözaltına alınırken polis tarafından öldürülmesine kayıtsız kalmadı ve resmi internet sitesinden şu ifadelere yer verdi:

'Chelsea Kulübü, ayrımcılık, vahşet ve adaletsizlikle mücadelede George Floyd ve tüm kurbanlarla birlikte. Kulüp olarak, çözümün bir parçası olmaya kararlıyız. Adalet, eşitlik ve anlamlı değişim isteyen herkese katılıyoruz. Yeter artık! Birlikte daha güçlüyüz.'

Serie A’da skandal

Dünya futbol kamuoyu tarafından ırkçılığa karşı pasif olmakla suçlanan İtalya Futbol Federasyonu ırkçılık olaylarına karşı bir kampanya başlattı. Fakat işin ilginç tarafı ise kampanyanın “kaş yapayım derken, göz çıkartacak’’ türde olması.

Nitekim “ırkçılığa hayır’’ sloganıyla başlatılan kampanyada kullanılan resimlerde maymun resimlerinin kullanılması, önce İtalya’da sonra tüm dünyada tepkilere neden oldu.

Kulüpler art arda kınama mesajları yayınlarken, ilk tepkiler İtalya’nın önde gelen kulüpleri olan Roma ve Milan kulüplerinden geldi.

Roma: Ligin ırkçılıkla mücadele ettiğini biliyoruz. Ancak bunun doğru yol olduğuna inanmıyoruz.

Milan : Sanat güçlü olabilir, ama ırkçılığa karcı mücadele de görüntüler olarak maymunların kullanılmasına kesinlikle katılmıyoruz.

Fransa'da olimpiyat açılışında sahne alması beklenen Afrika kökenli Nakamura'ya ırkçı saldırılar

Fransa'da Mali kökenli Fransız şarkıcı Aya Nakamura'nın Paris Olimpiyatları'nın açılış töreninde sahne alabileceği haberlerinin ardından süperstara karşı ırkçı saldırılara ilişkin soruşturma başlatıldı. The Guardian'ın haberine göre, sağcı politikacıların ve televizyon yorumcularının Nakamura'nın yeterince Fransız olmadığı yönündeki sözleri, oyunlara gölge düşürme tehdidi yaratan ırkçılık ve sınıf önyargısının derin fay hatlarını ortaya çıkardı.

Tarafar bu konuyla ilgili resmi bir açıklama yapmazken eski futbolcu Lilian Thuram şunları söyledi: 

'İnsanlar Aya Nakamura'nın Fransa'yı temsil edemeyeceğini söylerken bunu hangi kriterlere dayandırıyorlar? Kriterleri biliyorum, çünkü ben futbolcuyken de bazıları bunun Fransız takımı olmadığını çünkü çok fazla Siyah olduğunu söylüyordu.'

Özetin özeti:

Irkçılık, genellikle ciddi insan hakları ihlallerine yol açar ve toplumlar arasında kutuplaşmaya, ayrımcılığa ve çatışmalara neden olabilir. Irkçılıkla mücadele, insan haklarını savunma, eşitlik ve adaletin sağlanması, toplumsal bilinçlenme ve eğitim gibi çeşitli yollarla gerçekleştirilir. Bu mücadele sadece bireylerin kişisel çabalarıyla değil, aynı zamanda toplumun her kesiminin katılımıyla ve sürdürülebilir politika ve programlarla desteklenmelidir. 

Instagram

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
8
4
1
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam