Görüş Bildir
Haberler
TV
Uzman Psikolog ile Müge Anlı'daki Sinan'ın Sahip Olabileceği Olası Psikolojik Rahatsızlıklar Üzerine Konuştuk!

Uzman Psikolog ile Müge Anlı'daki Sinan'ın Sahip Olabileceği Olası Psikolojik Rahatsızlıklar Üzerine Konuştuk!

Zeynep Deniz Güler
18.01.2023 - 22:44 Son Güncelleme: 19.01.2023 - 17:21

İçeriğimizde yer alan psikolojik rahatsızlıklar/semptomlar/tanılar, işin uzmanından alınan öngörülerden oluşmaktadır. Ve içeriğimizde yer alan semptomlar, bazı kullanıcılar için tetikleyici olabilir.

Türkiye gündemini bi' hayli meşgul eden ve Müge Anlı'yı çıldırtma noktasına getiren Sinan Sardoğan hakkında birçok farklı psikolojik rahatsızlık iddiası ortaya atılmıştı. 64 yaşındaki Arife Gökçe'nin kaybında baş şüpheli olarak Müge Anlı ile Tatlı Sert stüdyosunda yer alan Sinan Sardoğan'ın, 'akli dengesi yerinde' raporu olsa da bazı sorunlar yaşadığı aşikardı.

Tabii ki elimizde kesin bir veri ya da yapılan bir psikoterapi seansı yok. Bu yüzden merak ettik ve bir psikolog olan sevgili Pınar Alemdar'a sorduk! O da bizler için Sinan Sardoğan'ın ifadelerini ve programdaki davranışlarını ele alarak, Sinan'ın sahip olabileceği 'olası' psikolojik rahatsızlıkları bizler için semptomları ve örnekleriyle birlikte açıkladı.

Not: İtalik yazı stilindeki metinler uzman görüşü değildir.

Keyifli okumalar!

Olayı hiç bilmeden kendisini bu içerikte bulanlar için Müge Anlı'daki Sinan Sardoğan kimdir, neden gündem, ne ile suçlanıyor buradan erişebilir 👇

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

64 yaşındaki Arife Gökçe'nin kaybında baş şüpheli olarak yer alan Sinan Sardoğan'ın, çelişkili ifadeleri, agresif tavırları, yaşlı kadınlara olan düşkünlüğü, ortaya çıkan 18 yaşından küçük erkek çocuğuna tecavüz suçu ve değişik cinsel fantezileri, son günlerde Türkiye'nin gündeminde.

64 yaşındaki Arife Gökçe'nin kaybında baş şüpheli olarak yer alan Sinan Sardoğan'ın, çelişkili ifadeleri, agresif tavırları, yaşlı kadınlara olan düşkünlüğü, ortaya çıkan 18 yaşından küçük erkek çocuğuna tecavüz suçu ve değişik cinsel fantezileri, son günlerde Türkiye'nin gündeminde.

Kendisinin akıl sağlığı yerinde raporu var fakat programı takip eden psikoloji uzmanları da dahil olmak üzere tüm izleyiciler, Sinan'ın büyük bir problemi olduğunu düşünüyor.

Biz de sizler için bu konuyu bir uzmana danıştık! O da bizlere Sinan Sardoğan'ın sahip olabileceği 'olası' psikolojik rahatsızlıklardan bahsetti!

Biz de sizler için bu konuyu bir uzmana danıştık! O da bizlere Sinan Sardoğan'ın sahip olabileceği 'olası' psikolojik rahatsızlıklardan bahsetti!

Uzmanımızın gözüne çarpan ilk semptom 'Antisosyal Kişilik Bozukluğu' oldu. Peki Antisosyal Kişilik Bozukluğu nedir?

Uzmanımızın gözüne çarpan ilk semptom 'Antisosyal Kişilik Bozukluğu' oldu. Peki Antisosyal Kişilik Bozukluğu nedir?

'Antisosyal Kişilik Bozukluğu'nu genelde 1.5 yaşından sonra bireylerde görülmeye başlayan, başkalarının hak ve özgürlüklerine karşı duydukları saygısızlık ve ihlal örüntüsü olarak belirtebiliriz. Antisosyal Kişilik Bozukluğu'nda tanı ancak birey 18 yaşına geldiğinde konulabilir fakat kişi 15 yaşına gelmeden semptomlara sahip olduğu görülebilir. Bu davranışların şizofreni veya bipolar bozukluğundan bağımsız olarak görülebiliyor.'

1. Antisosyal Kişilik Bozukluğu'na sahip olan bireyler, sosyal normlara uyamaz. Başkalarını taciz etmekten çekinmez, kendi dışındaki kimsenin isteklerine karşı saygı duymaz ve bu istekleri görmezden gelir.

1. Antisosyal Kişilik Bozukluğu'na sahip olan bireyler, sosyal normlara uyamaz. Başkalarını taciz etmekten çekinmez, kendi dışındaki kimsenin isteklerine karşı saygı duymaz ve bu istekleri görmezden gelir.

Buna örnek olarak Sinan Sardoğan'ın aynı köyde yaşadığı kadınlara, onlar istemediği halde mesajlar atmasını, bu mesajların cinsel içerikli olmasını gösterebiliriz. Uzmanımızın dikkatini çeken en büyük örnek ise 'Telefon numarası var bende. Neden mesaj atmayım ki?' diyerek kendisini savunduktan sonra 'Benim numaram sende olsa bile bana mesaj atamazsın, 'Merhaba' bile diyemezsin' diyen Müge Anlı'ya 'Neden diyemeyim? Merhaba Müge Hanım' diyerek dikleşmesi oldu.

Yani Sinan, kimsenin isteklerine saygı duymuyor, kendi ne isterse onu yapıyor diyebiliriz.

Bu da yaşamın gerektirdiği sosyal normlara uyamadığının göstergesi.

Sinan’ın Antisosyal Kişilik Bozukluğu’nda 'dürtüsellik' yani sonuçlarını düşünmeden eyleme dürtüsel olarak geçmesini görüyoruz.

Sinan’ın Antisosyal Kişilik Bozukluğu’nda 'dürtüsellik' yani sonuçlarını düşünmeden eyleme dürtüsel olarak geçmesini görüyoruz.

'Suç olduğunu bile bile insanlara cinsel içerikli mesaj atması ya da mesaj attığı kadınların evli olduğunu bile bile mesaj atması örnek olarak gösterilebilir. Sonuçta bu yaptığı davranış, mesaj attığı kadınlardan ya da yakınlarından büyük bir tepki alabilir hatta polise şikayet bile edilebilir. Sonucunu düşünmeden bir anlık dürtüyle hareket ediyor.'

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Sürekli yalan söylemek.

Sürekli yalan söylemek.

Uzmanımız, Sinan'ın yayının başında söylediği şeyi yayın sonuna doğru inkar ettiğini gözlemlemiş. Kendisine 'Ama sen böyle böyle söylememiş miydin?' sorusuna karşı 'Yok, ben öyle bir şey söylemedim' diyen Sinan, sözleri ekrana geldiğinde 'Montaj bu, bana komplo yapıyorsunuz. Ben böyle bir şey söylemedim' diyerek savunma mekanizmasına geçiyor. Bu da söylediği yalanları unutmuş olabileceğini ya da yalanı yalanla örtmeye çalıştığını gösteriyor olabilir.

Ve son olarak pişmanlık duygusu hissetmemek.

Ve son olarak pişmanlık duygusu hissetmemek.

'Tacizleri sonucu birçok kişi evinden ayrılıp başka yerlere taşınmak zorunda kalmış. Fakat bunu asla umursamıyor. Arife Gökçe’nin kaybı yüzünden de bir pişmanlık veya üzüntü duymuyor. Ona göre kendi dışındaki herkes suçlu…'

2. Teşhircilik/Göstermecilik Bozukluğu

2. Teşhircilik/Göstermecilik Bozukluğu

Uzmanımıza göre Sinan'ın sahip olabileceği bir diğer psikolojik rahatsızlık Teşhircilik/Göstermecilik Bozukluğu... Kişi rızası olmayan bir kişiye yönelik cinsel dürtülere göre hareket ediyor. Bu cinsel dürtüler hem kendisinin hem de karşısındakinin hayatında sorunlara neden oluyor.

Teşhircilik/Göstermecilik Bozukluğu ise 3 farklı tipte ele alınıyor.

Teşhircilik/Göstermecilik Bozukluğu ise 3 farklı tipte ele alınıyor.

1. Cinsel organları ergenlik öncesi çocuklara maruz bırakılan cinsel olarak uyarılma,

2. Cinsel organları fiziksel olarak olgun bireylere maruz bırakarak cinsel olarak uyarılma,

3. Cinsel organları ergenlik öncesi çocuklara ve fiziksel olarak olgun bireylere maruz bırakarak cinsel olarak uyarılma.

Sinan hakkında elimizde bulunan veri ve kanıtlara göre hem ergenlik öncesi çocuklara hem de olgun bireylere bırakarak cinsel olarak uyarılma semptomuna sahip olabilir.

Sinan hakkında elimizde bulunan veri ve kanıtlara göre hem ergenlik öncesi çocuklara hem de olgun bireylere bırakarak cinsel olarak uyarılma semptomuna sahip olabilir.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

3. Pedofili

'2018 yılında 13 yaşlarında olduğu söylenen Suriye uyruklu erkek çocuğunu kandırmış, boş bir eve götürerek cinsel istismar ve tecavüzde bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan Sinan Sardoğan, çocuğun kendisini teşhis etmesiyle tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderilmiş. Daha önce benzer başka bir vaka ile ilgili hakkında bir iddia bulunmasa da Sinan’ın küçük çocuklara karşı ilgisi de var olabilir.'

Uzmanımız Pınar Hanım, Sinan Sardoğan'ın özellikle yayındaki agresif tavırlarına ve çıkışlarına dikkat etmiş. Genellikle bu çıkışları kendisine, erkekliğine veya adamlığına laf edildiğinde gösteriyordu.

Uzmanımız Pınar Hanım, Sinan Sardoğan'ın özellikle yayındaki agresif tavırlarına ve çıkışlarına dikkat etmiş. Genellikle bu çıkışları kendisine, erkekliğine veya adamlığına laf edildiğinde gösteriyordu.

Sevgili uzmanımızın bununla ilgili de bir öngörüsü var tabii ki...

'Arife Gökçe’nin de içinde bulunduğu bir grup insanın kendisine sürekli “Sen de erkek misin be?” tarzında cümleler kurduğunu, bu cümlelerin kendisini çok sinirlendirdiğini söyleyen Sinan, yayında da aynı şekilde sorular soran başta Müge Anlı olmak üzere herkese agresif tavırlarda bulunuyor.'

Uzmanımızın merak ettiği bir şey daha var; Sinan çocukluk döneminde herhangi bir istismara uğramış mı?

Uzmanımızın merak ettiği bir şey daha var; Sinan çocukluk döneminde herhangi bir istismara uğramış mı?

'Özellikle Müge Anlı’nın 'Çocukken başına bir şey mi geldi?' sorusu üzerine gerilen Sinan Sardoğan’da savunma mekanizmasının devreye girdiği gözlemlendi. Kendisine erkeklik ile ilgili sorulan sorularda gerildiği gözlemlenen Sinan Sardoğan’ın geçmiş yaşamı, konulacak tanı ve uygulanacak tedavide önemli rol oynayacaktır.'

Hatırlarsanız daha önce Sinan'ın 'Gerontofili' olabileceğini konuşmuştuk. Sinan Sardoğan'ın mesaj attığı kişilerin ortak özelliğinden yola çıkarak, bireyin kendisinden olgun/yaşlı bireylere karşı hissettiği cinsel arzu olarak tanımlanan Gerontofili tanısına uyabileceğini görüyoruz.

Hatırlarsanız daha önce Sinan'ın 'Gerontofili' olabileceğini konuşmuştuk. Sinan Sardoğan'ın mesaj attığı kişilerin ortak özelliğinden yola çıkarak, bireyin kendisinden olgun/yaşlı bireylere karşı hissettiği cinsel arzu olarak tanımlanan Gerontofili tanısına uyabileceğini görüyoruz.

'Çocuk yaştan itibaren annesiyle birlikte yaşaması, yaşlı kadınlara olan ilgisiyle ilgili belki bize bir ışık yakıyor olabilir. Bakıma muhtaç yaşlı annesine tek başına bakması, daha önce bir birliktelik yaşamaması, hiç evlenmemiş olması ve dile getirilen cinsel düşleri, yaşadığı ‘cinsel açlığı’ göz önüne serebilir. Çünkü hayatında karşı cins olarak sadece annesi yer alıyor. Belki de bu yüzden yaşlı kadınlara karşı bir istek duyuyor olabilir.'

"Çocukluk travmalarını -cinsel, fiziksel, sözlü ya da duygusal- bakım ve rehberlik için yetişkinliklere bağımlı olması gerek bir çocuğun yetişkin figürlerini güvenilmez, kontrolden çıkmış ve zarar verici istismara yatkın olduğu şeklindeki korkunç gerçeği yaşar."

"Çocukluk travmalarını -cinsel, fiziksel, sözlü ya da duygusal- bakım ve rehberlik için yetişkinliklere bağımlı olması gerek bir çocuğun yetişkin figürlerini güvenilmez, kontrolden çıkmış ve zarar verici istismara yatkın olduğu şeklindeki korkunç gerçeği yaşar."

'Çocukluk döneminde istismara maruz kalan kurbanları, yaşamlarının erken dönemlerinde acı verici ve kelimelere dökmek için korkutucu olan düşünce ve duygulara karşı savunmak için başa çıkma stratejilerini öğrenirler. 

Bu savunma mekanizmaları, istismar anında önemli işlevler yerine getirirken, çocuk psikolojik olarak geliştikçe yetişkinliğe uyumunu engelleme eğilimindedir. Travma vakarında en sık görülen savunma mekanizmaları baskılama (repression), inkar (denial), ve ayrışma (dissociation).'

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

"Ayrıca başa gelen üzücü ve yıkıcı şeyleri unutmak/görmezden gelmek olarak da görülen ‘baskılama’ çocukken istismara uğramış birçok yetişkinin, bu mağduriyeti baskılamasına sebep olur. Birey kendi mağduriyetlerinin farkına varamaz. Bu travmayı beyin baskılamaya çalıştığı için birey bu istismarı sanki hiç yaşamamış gibi hayatına devam eder."

"Ayrıca başa gelen üzücü ve yıkıcı şeyleri unutmak/görmezden gelmek olarak da görülen ‘baskılama’ çocukken istismara uğramış birçok yetişkinin, bu mağduriyeti baskılamasına sebep olur. Birey kendi mağduriyetlerinin farkına varamaz. Bu travmayı beyin baskılamaya çalıştığı için birey bu istismarı sanki hiç yaşamamış gibi hayatına devam eder."

'Ancak beyin bu baskılamayı bir süreden sonra yapmamaya başlar. Kişi bu olumsuz düşünce ve duyguları zihninden ne kadar uzaklaştırmaya çalışırsa, bunlar o kadar çok geçmişe dönüşler, kabuslar ve hatta psikosomatik semptomlar şeklinde geri dönebilir.'

Bu semptomlar ise 'inkar' ile başlar. Birey olayları ve olanları kabul etmez, gerçeği reddeder.

Bu semptomlar ise 'inkar' ile başlar. Birey olayları ve olanları kabul etmez, gerçeği reddeder.

İkinci olarak 'ayrışma' görülür. Özellikle istismar mağdurlarının acı verici düşünce ve duygulara karşı savunmak için kullandıkları bir başka başa çıkma stratejisi olarak yorumlanır.

İkinci olarak 'ayrışma' görülür. Özellikle istismar mağdurlarının acı verici düşünce ve duygulara karşı savunmak için kullandıkları bir başka başa çıkma stratejisi olarak yorumlanır.

'Hayatta kalan yetişkinler, kendilerine çocukluk istismarını sembolik olarak hatırlatan durum ve olaylarla karşı karşıya kaldıklarında ya gerçeklikle bağlarını geçici bir süre olarak kaybeder ya da istismarla ilişkili acıyı yaşamamak için bilişsel olarak duygusal süreçlere kendini kapatır.'

Uzmanımızın görüşüne göre bu vakada ise 'sexualization' yani 'cinselleştirme' Sinan Sardoğan tarafından bir savunma mekanizması olarak kullanılıyor olabilir.

Uzmanımızın görüşüne göre bu vakada ise 'sexualization' yani 'cinselleştirme' Sinan Sardoğan tarafından bir savunma mekanizması olarak kullanılıyor olabilir.

'Kaygıyı yenmek, özgüvenini geri kazanmak, yaşadığı utancı dengelemek veya iç ölülükten uzaklaşmak için ‘seksi’ kullanmak ister. Bu da korku, kıskançlık ve düşmanlık duygularını heyecana dönüştürür. Çünkü birey yaşadığı bu travma ile nasıl başa çıkacağını bilemez, bu yüzden kendisini kapatır ve yaşadığı travmayı normalleştirerek başkaları üstünde uygular.'

Belki de Sinan, 'sexualization' sayesinde kendisine yöneltildiğinde sinirlerine hakim olamadığı 'Senden adam mı olur?', 'Sen erkek misin?' tarzı cümleleri baskılıyor. Cinsel bir travma yaşadığı bir öngörüde bu tarz bir savunma mekanizmasıyla birlikte bir kalkan oluşturuyor olabilir.

Belki de Sinan, 'sexualization' sayesinde kendisine yöneltildiğinde sinirlerine hakim olamadığı 'Senden adam mı olur?', 'Sen erkek misin?' tarzı cümleleri baskılıyor. Cinsel bir travma yaşadığı bir öngörüde bu tarz bir savunma mekanizmasıyla birlikte bir kalkan oluşturuyor olabilir.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Hatırlıyorsunuz ki yayında kayıp olarak aranılan Arife Gökçe'nin oğulları, anneleri hakkında ileri geri konuşan Sinan'a sık sık saldırmaya çalışmış hatta bu yüzden stüdyoda sürekli olarak güvenlik görevlileri bekliyordu.

Hatırlıyorsunuz ki yayında kayıp olarak aranılan Arife Gökçe'nin oğulları, anneleri hakkında ileri geri konuşan Sinan'a sık sık saldırmaya çalışmış hatta bu yüzden stüdyoda sürekli olarak güvenlik görevlileri bekliyordu.

Sinan Sardoğan ise bu saldırı girişimlerinde hızlıca rejinin yanına kaçıyor, bağırarak savunmaya geçiyor hatta bazen gözyaşlarını tutamıyor. Güvenlik görevlileri araya girince -artık mağdurun oğullarının kendisine ulaşamayacağını anlayınca- özgüvenli bir şekilde mağdur hakkındaki iddialarını tekrarlıyor. 

Uzmanımız Sinan'ın yaşadığı korkuyu fark ettiğini fakat güvenli bir alanda olduğunu hissettiği an bilinçaltındaki düşünceleri yineliyor.

"Ayrıca cinsel istismar yüzünden tutuklanmasının ardından kameralara karşı “Ben yapmadım, ben yapmadım!” Diyerek haykırması ve ağlaması, hissettiği suçluluk psikolojisinde kendini aklamak için seçtiği bir savunma mekanizması olabilir."

Ayrıca Müge Anlı'nın da sürekli yinelediği ve üstünde durduğu Sinan Sardoğan'ın mesajlarında dikkat çekici kelimeler yer alıyordu. Neredeyse her mesajını içinde 'kara toprak' kelimelerini geçiriyordu.

Ayrıca Müge Anlı'nın da sürekli yinelediği ve üstünde durduğu Sinan Sardoğan'ın mesajlarında dikkat çekici kelimeler yer alıyordu. Neredeyse her mesajını içinde 'kara toprak' kelimelerini geçiriyordu.

Psikoloğumuz Pınar Hanım, bu mesajın altında bir tehdidin yattığını aktardı. Halk arasında 'Ya benimsin ya kara toprağın' söylemiyle bağdaştırabiliriz.

Psikoloğumuz Pınar Hanım, bu mesajın altında bir tehdidin yattığını aktardı. Halk arasında 'Ya benimsin ya kara toprağın' söylemiyle bağdaştırabiliriz.

Uzmanımız Pınar Alemdar'a göre Müge Anlı'yı delirten, tüm Türkiye'nin sinirlerini altüst eden ve Arife Gökçe'nin kaybından -hatta öngörülere göre cinayetinden- şüphelenilen Sinan Sardoğan'ın sahip olabileceği olası psikolojik rahatsızlıklar bu şekildeydi.

Uzmanımız Pınar Alemdar'a göre Müge Anlı'yı delirten, tüm Türkiye'nin sinirlerini altüst eden ve Arife Gökçe'nin kaybından -hatta öngörülere göre cinayetinden- şüphelenilen Sinan Sardoğan'ın sahip olabileceği olası psikolojik rahatsızlıklar bu şekildeydi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Amerika-Türkiye arasındaki saat farkına bakmadan her sorumuzu titizlikle cevaplayan, her semptomun tanısını, tanımını ve örneklerini tek tek -üstelik anlayacağımız dilden- anlatan ve bizler için Sinan'ın dakikalarca süren videolarına katlanmak zorunda kalan sevgili psikolog Pınar Alemdar'a teşekkür ederiz! ❤️

Amerika-Türkiye arasındaki saat farkına bakmadan her sorumuzu titizlikle cevaplayan, her semptomun tanısını, tanımını ve örneklerini tek tek -üstelik anlayacağımız dilden- anlatan ve bizler için Sinan'ın dakikalarca süren videolarına katlanmak zorunda kalan sevgili psikolog Pınar Alemdar'a teşekkür ederiz! ❤️

Fikirlerinizi ve görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Fikirlerinizi ve görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Bu içerikler de dikkatinizi çekebilir 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
69
13
8
6
4
2
1
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
sinan

Okurken psikolojiden mezun oldum

kyle-reese

Vay amk buraya da mı geldin??

Amon Ra

Bu tarz insanlara toplumumuz linç kültürü ile yaklaşsa da aslında bir taraftan da üzülüyorum. Bu tarz hasta insanlar acaba geçmişte ne yaşadılar da bu hale g... Devamını Gör

Mona mona

Tamamen katılıyorum. Programı izlerken de hep acaba çocukken ne yaşatıldı, akranları nasıl zorbalık yaptı diye düşündüm hep