Görüş Bildir

Kabile Haberleri

Kabile ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Kabile ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Efkan Ala'ya Ait Olduğu İddia Edilen Ses Kayıtları Yayınlandı
İçişleri Bakanı Efkan Ala ve İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok arasında geçtiği iddia edilen bir telefon görüşmesinin ses kaydı sızdırıldı.Youtube’daki ‘BAŞÇALAN’ hesabından yayınlanan ses kaydının, 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu sonrasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Selami Altınok’la, söz konusu tarihte Başbakanlık Müsteşarı olan Efkan Ala arasında geçtiği iddia ediliyor. İddiaya göre Cumhuriyet Savcısı Celal Kara’nın İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbaş’ı ifadeye çağırması üzerine Efkan Ala’yı arayan Selami Altınok, ne yapması gerektiğini danışıyor. Efkan Ala’nın; “Hiçbir kere, ifade mifade yok kardeşim”, “Yazıyı çöpe at, tanımıyoruz de”, gibi ifadeleri üzerine alt rütbeli memurların sıkıntıya gireceğini söyleyen Altınok, başsavcıyla görüşmeyi öneriyor. Altınok’un fikrini benimseyen Efkan Ala ise, kendisinin de Adalet Bakanı’yla görüşeceğini belirttikten sonra Altınok’a; “De ki, ben gönderirim Emniyetten adamları, seni alır getiririm; burada çete kurdunuz diye” söylüyor. Altınok’a valiyi de aramasını söyleyen Efkan Ala, tereddüt etmemesini de tembihliyor. Zete
İstiklal'in Yeni Bir Tiyatrosu Var: Kabile Tiyatro
Sürekli değişen gündemin başımızı döndürdüğü, iktidarın insana, sanata ve düşünceye nefes aldırmadığı şu süreçte salim kafayla bir şey düşünmek, gözünü kapatmak bile zorken Barış Yücedağ, Mahir Akgündoğdu onca gündemin arasında yüzümüzü gülümseten bir şey yaptı. Bu ikili İstiklal'in tam göbeğinde, Galatasaray Lisesi'nin az ilerisinde Kabile Tiyatro adında bir sahne kurdu.  Sanatın ve sanatçının hırpalandığı, sanat kurumlarının tek tek kapatıldığı şu günlerde yirmi yaşların ortalarında bir yandan sanat öğrenimine devam eden bu iki insan için her şey çok zor görünse de Barış Yücedağ'ın yazdığı Kabile Tiyatro'nun da ilk oyunu olan 'NRD' oyunundan ve mekan içerisindeki samimiyetten de anlaşılıyor ki; Hiçbir şey zor değil ve onlar için bu daha başlangıç. Oyunun yazarı Barış Yücedağ ile ayaküstü  bile sohbet ettiğinizde oradaki o enerjiyi hemen anlıyorsunuz.  Zaten mekanın en güzel özelliklerinden biri de bu, oyun bittiğinde kapılarını kapatan bir mekan değil. Oyun sonrası sıcağı sıcağına oyunun ve dünya meselelerinin konuşulduğu, zaman zaman yazar ve oyuncuların da dahil olduğu tatlı sohbetlerin gerçekleşmesi. 'NRD' ise gerçekten çok farklı bir oyun, hem metin ve metnin koyduğu diyaloglar olarak farklı hem de rejinin yarattığı dünya açısından farklı bu arada oyundaki birbirinden izlenesi oyunculuklar da işin bonusu ve bizim seyrettiğimiz yanı oluyor. Üç oyuncununda ayrı ayrı tebriği hak ettiklerini söyleyebilirim.  Daracık bir alanda gösterdikleri performans ne olursa olsun büyük bir alkışı hak ediyor. Oyunun içeriği hakkında bir şeyler yazmayı denesem de beceremedim, herkesin (bunu gerçekten söylüyorum.) kendinden bir şeyler bulacağı zaman zaman gülmekten kopacağı zaman zaman ise gözleri doldu dolacak hale geleceği bir oyun var karşınızda. Bu da ayrı bir başarı, metin olsun, sahnedeki iş olsun bize bambaşka ayak basmadığımız dünyadan sesleniyor gibi olsa da insanla bağını iyi kurmuş bir iş görüyoruz. 'NRD'yi ve Kabile Tiyatro'nun gelecek zamanlardaki diğer işlerini kesinlikle görmelisiniz.  'NRD' 6 Haziran Cuma Saat: 20:00'da Kabile Tiyatro'da Oyunun Yazarı: Barış Yücedağ Yönetmen: Rusudan Savaneli Oyuncular: Mehmet Kadir Osmanoğulları, Pınar İnandım, Samet Denizdurduran Diğer tüm detayları aşağıdaki hesaplardan öğrenebilirsiniz:https://www.facebook.com/kabiletiyatro https://twitter.com/kabiletiyatro https://twitter.com/bayuce Adres:Evliya Çelebi Mh. Meşrutiyet Cd No:31 D:5 34430 İstanbul 34430 Beyoğlu
En Güzel 15 Babalar Günü Hediyesi
Özel günlerde hediye seçimi sizin içinde sancılı bir sürece dönüşüyorsa yaklaşan babalar gününde babanıza, strese girmeden, ağız tadıyla harika bir hediye verebilirsiniz. Erkekler beğenilerini kadınlar kadar dile getirmediği için sizin de babanız için babalar günü hediyesi seçerken zorlanmanız oldukça doğal.. Anneler günüyle babalar günü birbirine çok yakın olduğu için babanıza alacağınız hediyenin, anneler gününde annenize verdiğiniz hediyeden aşağı kalır bir yanı olmaması gerekir ki babanız kıskançlık krizlerine girmesin :) Eee hadi, dengeleri sağlayacak babalar günü hediyelerimizle tanışın.
Kabile Tiyatro Sezonu Kapatmıyor
Çağdaş sirk sanatları alanında 2008’den beri çalışmalar yürüten Kabile Alternatif Performans Topluluğu’nun desteğiyle Dramatik Yazarlık bölümü öğrencisi Barış Yücedağ ve Oyunculuk bölümüne devam eden Mahir Akgündoğdu,  İstiklal Caddesi’ndeki mekânlarında atölye mantığıyla ilerleyen ve yeni olanı, yeni metinlerle sahnede deneyimlemeyi amaçlayan geçtiğimiz mayıs ayındaa 'NRD' oyunuyla merhaba diyen Kabile Tiyatro bu kez yeni bir oyunla sahnede.  Rodrigo Garcia'nın After Sun ve Patrick Bouvet'in İn Situ metinlerinden yola çıkarak Barış Yücedağ'ın oyunlaştırdığı 'YARIN' 14 ve 21 Haziran Cumartesi günleri saat: 20:00'da Kabile Tiyatro'da izlenebilir. Oyun Hakkında Oyunda ikarus mitini güncelleştiriyoruz. Oyun, insanoğlunun düşüşünden, yaşam tarzlarından olayı oluşan kibirden, politikadan, tutkudan ve kontrol kaybından bahsediyor.insan, sonunda hoşnutsuz kalacağını bile bile her zaman daha fazlasını istedi.  Hayattan tat alamadığı için acı çeken büyük bir memnuniyetsizlik içinde bulunan insan, kendine bir müthiş bir hayat hayal ederken hep yeniyi ve değişimi aradı. Ama nasıl? Yazan/Oyunlaştıran: Barış Yücedağ Oynayan: Mahir Akgündoğdu Reji: Barış Yücedağ- Mahir Akgündoğdu Çeviri: Hilal Yılmaz Tasarım: Anna Karayorgi Realizasyon: Cihan İlhanlıMüzik: Yasin Soyöz Oyun Tarihleri 14 Haziran Cumartesi 20:00 21 Haziran Cumartesi 20:00 Rezervasyon: 0555 521 4686 kabiletiyatro@gmail.com https://www.facebook.com/kabiletiyatro https://twitter.com/kabiletiyatro
IŞİD Kuralları Yürürlükte
Dubaili gazeteci Jenan Moussa, Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) ele geçirdiği Musul’u da kapsayan Ninova eyaleti için koyduğu kuralları sosyal medyada paylaştı. IŞİD, kadınların ‘gerekli haller’ haricinde dışarı çıkmasını yasaklarken Müslümanları merkezi hükümetle birlikte hareket etmemeleri için kesin bir dille uyardı. Arapça yayımladığı dokümanda IŞİD, kendini ‘ İslam savaşçısı ‘ olarak tanımlıyor. Belgede, “ Bize ‘Siz kimsiniz’ diye soranlara: Biz, İslam’ın askerleriyiz ve halifeliğin ihtişamını geri getirme sorumluluğunu taşıyoruz ” deniliyor. IŞİD, insanlığın seküler yönetimleri denediğini ancak bunun acı verdiğini iddia ederek, “ Şimdi sıra İmam Ebu Bekir El Kureyşi’nin İslam Devleti’nde ” ifadesini kullandı. Moussa’nın paylaştığı IŞİD’in başlıca kuralları şöyle: Safevi hükümetten aldığımız para artık kamu malıdır. Sadece Müslümanların İmam’ı harcayabilir. Her kim çalarsa, eli kesilir. Tüm Müslümanların namaz saatlerinde camide olmasını istiyoruz. Tüm kabile liderlerini ve şeyhleri hükümetle birlikte çalışmama ve hain olmamaları için uyarıyoruz. Uyuşturucu, alkol ve sigara yasaktır. Polis, asker ve diğer kafir kurumlar, tövbe edebilirsiniz. Sizin tövbe etmenizi sağlayacak özel yerler açtık. Toplanmak, İslam devleti dışında bayrak taşımak, silah taşımak yasaktır. Allah, birlik içinde kalmamızı emreder. İbadet ve mezar yerleri konusundaki tavrımız açıktır. Bunların hepsi yok edilecektir. Kadınlar terbiyeli bir şekilde giyinmeli, bol kıyafetler giymeli. Sadece gerekli olduğunda dışarı çıkmalılar.Diken
15 Osmanlı Padişahı ve Bilinmeyen Yönleri
Osmanlı padişahları denilince genellikle gözümüzün önüne gürleyen ve savaş meydanlarında kılıcını çekip cengaverlik yapan siyasi-askeri liderler gelir. Oysa gayet tabiidir ki, onların da her insna gibi duygusal-estetik bir hayatları vardı.
İsrail'in Gazze'ye Yaptığı 10 Operasyon
360 km2'lik bir alandan ibaret olan Gazze, batıda Akdeniz, güneyde Mısır ve diğer yönlerde İsrail ile çevrili .  2014 verilerine göre 1 milyon 816 bin 379 kişinin yaşadığı Gazze'nin yüzde 44,7'si 0-14 yaş aralığında ve yüzde 98'i Müslüman. Maruz kaldığı blokaj yüzünden temel sağlık ve gıda maddelerine erişimi kısıtlı olan Gazze, İnsani Yoksulluk Endeksi'ne göre dünyanın en yoksul 24. ülkesi konumundayken, dünyada en fazla çocuk ölümünün gözlendiği bölgelerden de bir tanesi. 6 ile 59 ay arasında yaşları değişen her beş çocuktan birinin kronik yetersiz beslenme ile karşı karşıya olduğu Gazze'de yaşayan her 2 kadın ve çocuktan bir tanesi de anemi ile hastası.Filistinli otoriterilere göre Gazze'ye gelen medikal yardım malzemelerinin ve ilaçların çoğunun süresi geçmiş durumda ve hastaneler yetersiz.  Gazze ekonomisi de uygulanan abluka yüzünden ağır bir durumda. 2014 yılında yayınlanan bir Avrupa Birliği raporuna göre: 'Bugün Gazze toplumu ve ekonomisi insani bir krizle karşı karşıya. Günde 16 saate varan elektrik kesintileri yüzünden kanalizasyon ve su sistemleri çalışmıyor, temiz su kaynaklarına erişim kısıtlı, tıbbi malzemelere ulaşılamıyor, yapı malzemelerinin yoksunluğu çekiliyor. İşsizlik ve fiyatların arttığı Gazze'de gıda kaynaklarına erişim de risk altında.'
'Müslümanların Yüzde 90’ını Müslümanlar Katlediyor'
Dünya Müslümanları temsilcilerinin İstanbul'da bir araya geldiği Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi toplantısının 19 maddelik sonuç bildirgesi, Conrad Otel'de düzenlenen toplantı ile açıklandı. Toplantıda söz alan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, son yıllarda yapılan bazı araştırmaların sonuçlarını açıkladı. Görmez, 'Yapılan bazı araştırmalara göre son yıllarda günde ortalama bin Müslüman katlediliyor. Bunun yüzde 90'u Müslüman tarafından, kardeşi tarafından katlediliyor. Sadece Suriye'de, Irak'ta değil. Libya'da, Pakistan'da, Afrika'da, Myanmar'da” şeklinde konuştu. Toplantıda söz alan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, son yıllarda yapılan bazı araştırmaların sonuçlarını açıkladı. Görmez, 'Yapılan bazı araştırmalara göre son yıllarda günde ortalama bin Müslüman katlediliyor. Bunun yüzde 90'u Müslüman tarafından, kardeşi tarafından katlediliyor. Sadece Suriye'de, Irak'ta değil. Libya'da, Pakistan'da, Afrika'da, Myanmar'da... Buralarda ortaya çıkan hareketler var. Şebaplar, İŞİD'ler, Boko Haram'lar var. Bütün bunlar nasıl türedi. Müslüman kamuoyunda nasıl ortaya çıktı. Üzerinde durmamız gereken en önemli husus bütün bu yapılar nasıl ortaya çıktı. Yanlış yapılar nasıl oluştu. Asıl gaye ise temelinde mezhepçilik ya da fitne ateşini nasıl söndürebiliriz' diye konuştu. 32 ülkenin temsilcileriyle gerçekleştirilen toplantıda sonuç bildirgesini okumadan önce açıklamalarına devam eden Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı İslam dünyasının ağır şartlarla karşı karşıya kalması üzerine geçtiğimiz Haziran ayında sağduyu çağrısı yapıldığını ifade etti. Söz konusu çağrının İslam dünyasında büyük ilgi uyandırdığını ifade eden Görmez, bu doğrultuda İslam Dünyası Sağduyu İnsiyatifi adıyla İstanbul'da bir forum düzenlendiğini belirtti. Forum hazırlıklarının yapıldığı günlerde İsrail'in Gazze'ye yönelik olarak başlattığı hava saldırıları olduğunu kaydeden Görmez, 'Mübarek ramazan ayında pek çok kadın, çocuk ve masum insan hayatını kaybetmiştir. Forum esnasında Gazze'ye başlatılan kara harekatı ise yaşanan acıları iyice derinleştirerek olayın vehametini kat kat artırmıştır. Böylesi bir ortamda gerçekleşen İslam dünyası sağduyu inisiyatifi delegasyonu, insanlık dışı bu katliamı telin ederek hayatını kaybedenlere Cenab-ı Allah'tan rahmet dilemekte ve başta Filistin ve Gazze olmak üzere tüm mazlum ve mağdur Müslümanların kurtuluşa ermesini temenni etmektedir' dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez açıklamalarının ardından 19 maddelik bildiriyi okudu. 19 maddelik bildiri şu şekilde; 1.İslam medeniyetinin kadim şehirleri olan Bağdat ve Şam başta olmak üzere İslam coğrafyasının bir çok beldesinde yaşanan acı, göz yaşı, ıstırap, şiddet ve çatışmalar bütün müslümanları derinden yaralamaktadır. Yaşanan bu hadiseler, modern zamanlarda medeniyetimizin ortak değerlerinin giderek zaafa uğradığını ve bu değerlerin yeniden hayatiyet kazanması için İslam dünyasının ortak bir çaba göstermesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Zira bu medeniyet değerleri inanç farkı gözetmeksizin birlikte yaşadığı toplulukların temel haklarını teminat altına almış ve onların bugüne kadar varlığını sürdürmesini sağlamıştır. Çünkü bütün insanlık Hz. Adem'in çocuklarıdır ve doğuştan gelen eşit haklara sahiptir. İnsanlar, renk, cinsiyet, dil, coğrafya, v.b. yönlerden bir ayrıma ve ayrımcılığa tabi tutulamazlar. İnsanlığın muhtelif kabile, dil ve renge ayrılması fıtridir. Bu durum Allah'ın ayetlerindendir ve tanışmak, dayanışmak ve hayırda yarışmak içindir. İnsanlar arasındaki bu farklılıkların bir üstünlük ve ayrımcılık gerekçesi yapılması dini, ahlaki ve insani temelden yoksundur. 2- Bütün müminler kardeştir. Hiçbir gerekçe Müslümanların birbirine zarar vermesini haklı kılamaz; bunu meşru kılacak etnik, siyasi, mezhebi hiçbir sebep de ileri sürülemez. Hiçbir siyasi, dini sosyo-kültürel yapı İslam kardeşliğini ve Müslümanların vahdetini bozmaya yönelik çalışmalara girişemez. Nitekim İslam kimliği bütün Müslümanlar için en üst aidiyettir. Bu kimlik siyasi, toplumsal, mezhebi her türlü alt kimliğin üstündedir. Mezhep, meşrep vb. dini oluşum ve aidiyetler, ikincil aidiyetler olup İslam kimliğinin önüne geçirilemez. 3- İslam dini insanlığa huzur, barış, güven ve iki cihan saadetini sağlamak için gelmiştir. İslam, ahlakî kaygılara dayalı bir toplum inşa etmeyi hedefler. Tarihsel süreçte ortaya çıkan itikadi-fıkhi mezheplerin gayesi de İslam’ın asli değerlerini anlamak ve onlara her zaman ve zeminde hayatiyet kazandırmaktır. Mezhepler, İslam’ın bu temel gayesini ortadan kaldırmaya yönelik tutumlar için gerekçe yapılamaz. 4- İslam ilke olarak kin, nefret ve düşmanlığı meneder ve her koşulda hak, hukuk, adalet ve barışı önceler. İslam, hukuki olmayan ve meşruiyet temeli bulunmayan şiddet ve çatışmayı asla onaylamaz. 5- İslam dünyasının Suriye, Irak vb. kadim merkezlerinde yaşanan mevcut çatışmaların asıl sebebi din ve mezhep değil, farklılıkları istismar eden güç ve çıkar elde etme tutkusudur. Çıkar çatışmalarının kurbanı olan savunmasız insanların, çocukların, kadınların ve yaşlıların hayatlarına kıyılması ve insanların yerlerinden yurtlarından sürülmesi üzerine inşa edilecek bir yapının kendisini İslâm'la bağdaştırması mümkün değildir. 6- Toplumda kaos çıkartma, kargaşa var etme, insanları topluca öldürme, camileri bombalama ve katliam yapmanın adı terördür. Terör, cihat olarak kabul edilemez. İslam'ın cihadında terör asla bir yöntem olarak kabul edilemez ve uygulanamaz. Nitekim İslam’ın inanç, kültür ve geleneğinde kategorik olarak din ve mezhep savaşı yoktur. Cihat ise insanların hukukunu korumayı ve hukuk ihlallerini önlemeyi amaçlar. 7- Zulme, sömürüye, işgale, savaşa, baskıya, menfaate, korsanlığa, silaha ve güce dayalı egemen anlayıştan kurtularak adalete, dayanışmaya, bağımsızlığa, barışa, özgürlüğe, dostluğa, bilgeliğe, hukuka ve ahlaka dayalı değerler Müslümanların üst referans değerleri olmalıdır. 8- Hukuken meşruiyeti bulunmayan hiçbir oluşumun, kendiliğinden siyasi bir topluluğa, herhangi bir ülke veya cemaate savaş ilan etme yetkisi yoktur. Hiçbir Müslüman da farklı düşünce, değer ve inanç sahiplerine husumetle yönelemez, hasmane bir tutum takınamaz, onları düşman olarak göremez. İnsanların kendi mezhep, meşrep ve geleneklerine uygun biçimde yaşama hakları vardır. 9- İslam tarihinde ortaya çıkan fıkhi, kelami oluşumlar birer düşünce ekolüdür ve bunların her biri kendi özgül koşullarında oluşmuştur, bu tarihi koşulların sonsuza kadar devam etmesi düşünülemez. Tarihte kendi şartları içinde ortaya çıkan ihtilaf ve gerilimlerin bugün tekrarlanması ve devam ettirilmesi istenemez. 10- Hiçbir mezhep, meşrep ve dini oluşum kendi kanaatini mutlak hakikat yerine koyamaz, farklı inanış ve düşünüşleri İslam dışı ilan ederek tekfir edemez, buna dayanarak hayat haklarının ortadan kaldırılmasını tecviz edemez. Bu kabil yaklaşımlara İslamın temel kaynaklarından hiç bir dayanak getirilemez, herhangi bir fetvaya da konu yapılamaz. 11- Bugün müslüman âlimlere düşen en büyük görev, Müslüman toplumları ayrıştırmaya yönelik fetvalar vermek yerine; İslam dünyasındaki farklılıkları bir rahmet ve zenginlik olarak görüp barış içinde birlikte yaşamanın ahlakını ve hukukunu yeniden inşa etmek olmalıdır. Bugün, akan kanı durdurmayan bir sözün kıymeti olmadığı gibi, kan akmasına sebep olacak fetvaların da hiçbir değeri yoktur. Bu tür fetvaların hiçbir dini dayanağı olmadığından bunlar yok hükmündedir. 12- Aslolan herkesin akıl, din, can, mal, nesil, onur ve haysiyetinin korunmasıdır. Müslümanlık beyanında bulunan her fert müslümandır ve hiç kimsenin bu beyanı ilga ve iptal hakkı yoktur. Keza hiçbir fert ve oluşum, ehli kıbleyi İslam dışı ilan edemez. Müslümanları tekfir etme anlayışının, dinen meşruiyeti yoktur. Müslümanların ortak vicdanı da bunu asla kabul etmemiştir. Müslüman toplumların sağduyusu ve akl-ı selimi geçmişte olduğu gibi, bugün de böyle bir anlayışın İslam coğrafyasında tutunmasına müsade etmeyecektir. 13- Hiçkimse bir başka grubu, mezhebi veya dini tezahürü tahfif ve tahkir edici ve küçümseyici bir tavır içinde bulunamaz. Başta sahabe-i güzin ve ehl-i beyt olmak üzere islam büyükleri ve farklı dini yorum çevrelerince referans alınan değer ve şahsiyetler hiçbir şekilde istihfaf edilemez. 14- İslam beldelerindeki her türlü dini mekanlar, mabetler, manevi değeri haiz yapılar ve tarihsel yapıtların hedef alınması, tahrip edilmesi ve saldırıya maruz bırakılması veya yok edilmesi kabul edilemez. 15- Bugün çatışma üreten bütün anlayış ve yapıların temelinde eğitim meselesi olduğu görülmelidir. Müslüman topluluklar başta eğitim alanı olmak üzere sosyal ve kültürel alanlarda çok ciddi bir özeleştiri yapmak ve yaşanan olumsuzlukların nedenlerini dışarıda aramak yerine öncelikle kendi hata ve eksikliklerinde aramak durumundadırlar. İslamın geleneksel değerleri ile günümüz gerçekliklerini bağdaştıran, İslamı bir bütün olarak anlayan ve yorumlayan nesillerin yetiştirilmesi için gereken adımlar mutlaka atılmalıdır. Başta dini yüksek öğretim veren müesseseler olmak üzere bütün eğitim sistemleri güncellenmelidir. Ayırımcı, ötekileştirici ve dışlayıcı değil çoğulcu bakış açısını ve İslamın rahmet ve hikmet mesajlarını özümseyen nesillerin yetiştirilmesi sağlanmalıdır. 16- Sağduyu inisiyatifi delegasyonu tarafından forumda alıınan karar doğrultusunda girişimlerde bulunmak ve çalışmalar yapmak üzere yedi asil ve üç yedek olmak üzere on kişilik temas grubu oluşturulmuştur. Sağduyu temas grubunun kendi aralarında yapacakları çalışma ve program bilahare ilgili kamuoyuyla paylaşılacaktır. 17- İslam coğrafyasında yaşanmakta olan medeniyet içi çatışma hali bir an önce durdurulmalı ve çatışmazlık durumu sağlanmalıdır. Başta siyasi sorumlular olmak üzere sosyal, kültürel, dini bütün ilgililer çatışmazlık durumunun ve kültürünün yaygınlaşması, birlikte yaşama kültürüne dönüşmesi ve toplumsal bilince evrilmesi yönünde çaba sarfetmelidirler. Sağdayu inisayitifi tarafından dillendirilen çatışmazlık çağrısına İslam dünyasındaki sivil ve resmi bütün çevrelerin katkı ve destek vermesi bu çağrının makes bulması için hayati önemi haizidir. Bu konuda ilgili kurum, kuruluş, teşekkül ve şahısların gerekli duyarlılığı göstereceğine ve beklenen desteği vereceğine olan inancımız tamdır. 18- Temas grubu hükümetler, parlamentolar, uluslararası kurum ve kuruluşlar, dini müesseseler, kamuoyu oluşumunda etkin olan teşekküller, bilimsel ve akademik çevreler nezdinde temaslarda bulanacaktır. Barış durumunun devamını sağlamak için atılması gereken adımları içeren öneri paketini bir mektupla ilgili çevrelere iletecektir. Aynı zamanda İslam dünyasındaki ulusal ve uluslararası faaliyette bulunan teşekküllerin sağduyu inisiyatifine katılım ve destek vermeleri için çağrıda bulunacaktır. 19- Sağduyu temas grubu, siyasi ve politik herhangi bir çerçeveye dahil olmadan salt dini ve ahlaki hassasiyetler bağlamında çatışmazlık durumunun sağlanması için çaba sarf edecektir. Çalışmalarında sadece İslam kardeşliğini ve Müslümanların birliğini önceleyecektir.T24